Haber

Bahçeli: AK Parti ile MHP arasındaki bağı anlamak cesaret ister

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin küme toplantısında konuşuyor.

Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Yabancı teröristlerin kısa sürede yakalanması ve suikastın gizeminin önümüzdeki günlerde ortaya çıkması elbette sevindirici. Toplumsal huzurumuzu bozmak, kamu düzenimizi ve güvenliğimizi bozmak için zehir ve rezalet saçan Türkiye düşmanları, asla boş durmazlar ve hain emellerinden vazgeçmezler.

31 Mart seçimlerine kadar provokasyon atmosferini canlı tutmayı, ülkemizin sınırlarıyla oynamayı planlayan karanlık ellere karşı son derece uyanık olmalıyız. Milli birlik ve huzurumuzu kundaklamayı amaçlayan iç ve dış düşmanlık cephelerine fırsat veremeyiz. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak, sosyal ve ekonomik standartlarını yükseltmek devletin en önemli görevi olmakla birlikte, hukukun üstünlüğü ilkesinden taviz vermemek de hepimizin ortak sorumluluğudur.

Türkiye’mizi her zaman ve her yerde cesaretle savunmak bizim için ölüm kalım meselesidir. Çelişkiye düşerseniz milli varlığımıza düşman olan alçakların üzerimize daha şiddetli ve sert bir şekilde gelmeleri kaçınılmazdır.

Türkiye Cumhuriyeti, terör örgütlerinin, organize suç şebekelerinin, çetelerin, kanun kaçaklarının, uyuşturucu ve silah kaçakçılarının, sistemsiz göçmenlerin, kapalı devre çalışan yabancı istihbarat örgütlerinin eylem alanı, yuva vahası olamaz.

Sömürgeci muhalefeti cesurca eleştirirken, Türkiye’nin sırtını sıvazlayıp alayını durdurmaya çalışan grubun karşısında durmak temel görevimizdir.

Asli görevi aydınlığı çıkarmak olan ama karanlıktan karanlığa doğru ilerleyen sözde aydınları, özü özensiz siyasetçileri milletimizin gündeminden çıkarmak için elimizden geleni yapmak zorundayız.

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarının Türkiye lehine konsolidasyonu ve yeni yüzyılın perdelerinin açılması doğrudan 31 Mart 2024 seçimlerine bağlıdır. Önümüzdeki demokrasi eşiğinin sorunsuz geçilmesi gerekiyor. .

Çok çalışacağız, durmayacağız, durmayacağız, yorulmayacağız, yerel yönetimleri köhne politikalardan kurtaracağız. Şehirlerimizi, ekmeğimizi, umutlarımızı, hedeflerimizi, barışımızı büyüteceğiz.

Biri yanına yedi şişe alsa, biri iftira ve yalan rüzgarından yardım beklese, biri partiden partiye dolaşsa, hatta eleman toplayıp siyasi bir kasırgaya dönüşse bile ne üzüntü, ne sorun olur. Mücadeleleri boşunadır. 31 Mart’ta hepsinin bileklerini sandıkta bükeceğiz. Alaycılığın hesabını demokrasi araçlarıyla soracağız. Yerel yönetimleri perişan bırakmayacağız.

DEM PARTİ CHP’DEN ÇIKTI

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri’nin Türkiye ittifakından bahsetmesi nafile bir çabadır. Millet İttifakı yok, şimdi Türkiye İttifakını kuracaklar. Yazıktır, ittifakın çatı adı olarak Türkiye’yi kullanacaklar. Gördüğümüz kadarıyla ‘biracılık’ CHP yönetimine hiç yakışmadı; bilincini kaybetmiş ve politik aklını tamamen tüketmiştir. Acımasız Türk muhalifleriyle bir Türk ittifakı kurma amacı, yalnızca bu sefalet evlerinin çaresiz sefaletini tehdit etmekle kalmadı, aynı zamanda onların içler acısı politikalarının açığa çıkmasını da sağladı. Özgür Bey, taşıdığınız suyla değirmen dönmeyeceğine göre bu ittifakı kiminle kuracaksınız? İhanet ‘aşılanmış’ bir ittifak olan Türk İttifakı deneyini nasıl sindirebilirsiniz? Şimdi aranızda katılaşan fikir ayrılıklarını, katran gibi yüzeye çıkan ikilikleri aşamamışken, Türkiye İttifakı konusunda sesiniz kara mizah değilse nedir? Sayın Kılıçdaroğlu’nun izlerini silip adını neredeyse Türk ittifakının kapısına bırakmanın ne anlamı var, mertlik nedir, vefa nerede? Heyecanlanmayı, kürsüde kendinizi alkışlamayı bırakın ve yüreğiniz varsa bunları açıklayın. PKK bu ittifakın neresinde? Yanında mı, etrafında mı yoksa yedekte mi? DEM’cilere olan hayranlığınız, sürekli savunmanız, el öpmeniz sırf ittifak uğruna mı? Yoksa bilmediğimiz başka zararlı ilişkileriniz ve temaslarınız mı var? İhanet bir ittifak olamaz, yalnızca onun yok edilmesidir. Bunu size söylemek bize düşüyor. DEM’e güvenenler sandıkta hayal kırıklığına uğrayacak.

BAŞBAKANLIK’TAN AHMET DAVUOĞLU’NA CEVAP

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen haftaki küme toplantısında yaptığı hezeyanlı konuşmanın bir bölümü dikkatimi çekti. Kendisi bizzat bana ‘Sizin peşinde olduğunuz başbakanlıktan çıktık ama hep öyle göründük, nasıl göründüysek öyle olduk’ dedi. Gerçekleri çarpıtan Davutoğlu’nun durumunu anlam ve içerik açısından özetleyen bir söz vardır: “Savunacak hiçbir şeyi kalmayanlar, kendilerini haklı çıkarmak için her şeyi inkar etmeye başlarlar. O kadar inkar ederler ki şeytan bile utanır.” gecenin karanlığındaki kötülüğü.” Sayın Davutoğlu Hacı Bektaş-ı Veli’nin dediği gibi biz dile, göze değil, öze ve devlete bakıyoruz. Özünüz ve haliniz kirlidir ve onları temizlemek için çok çaba harcamanız gerekir. Parlamenter sistemin hakim olduğu bir dönemde başbakan olmak isteseydim aday olmama gerek kalmazdı. “Dava insanı, kuralları koyulmadan, millet takdir edilmeden hiçbir makama talip olmaz, hiçbir koltuğa eğilmez. Sayın Davutoğlu, masalları bir kenara bırakın, bizi tanıyan bilir, bizi tanıyan bilir. Sicilinizi ve geçmişinizi bilmeyen, bilmeyen yoktur.

‘BAŞBAKANLIK 7 HAZİRAN 2015’TE TEKLİF EDİLDİ’

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra hem doğrudan hem de dolaylı olarak başbakanlık görevi bize teklif edildi. Ancak siyasi bölücülerin temeli olan ve Türkiye aleyhine olan siyasi öneriyi reddetmeyi ve kendimi disipline etmeyi millet olarak görevim olarak gördüm. Sadece pişman olmamakla kalmıyorum, aynı şeyi bugün yapma cesaretini de gösteriyorum. Kendi çıkarını düşünen hiç kimsenin bir günlük saltanat uğruna binlerce yıllık mirası ihlal etmesine izin vermem.

‘TERK ETMEDİNİZ, KAPININ ÖNÜNDE BIRAKILDINIZ’

Başbakanlıktan çıkmadınız, ne kadar doğru bir kararla kapı eşiğine bırakıldığınızı bugün daha iyi anlıyorum. Görünüşe göre hâlâ aklın başına gelmemiş.

‘AK PARTİ İLE MHP ARASINDAKİ BAĞI ANLAMAK İÇİN KALP İHTİYACI VAR’

Bir konuyu özellikle açıklama ihtiyacı hissediyorum. Günlerdir muhalefet partileri ve köşe yazarları Cumhur İttifakı’nda sorunlar olduğunu ve fikir ayrılıklarının derinleştiğini iddia ediyor. Sürekli çalı gibi hissediyorlar ve tamburun kenarından vuruyorlar. Gündemdeki bazı konulardaki görüş farklılıklarının iktidar mücadelesini özgürleştirdiğini söylüyorlar. Bu önemsiz ezberleri tekrarlayan sakat çevrelere söylüyorum; Cumhur İttifakını anlamak ve anlatmak herkesin harcı değildir. AK Parti ile MHP arasında kurulan ahlaki, samimi ve milli bağın anlamlandırılması ve adaletin teslimi için öncelikle vatan ve millet sevgisiyle yoğrulmuş akıl, hakkaniyet, irade, akıl ve kalbe ihtiyacımız var.

‘İSRAİL SOYKIRIMIN BEDELİNİ ÖDECEK’

Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı bağlayıcıdır ve çok değerli bir karardır. İsrail soykırımın bedelini ödeyecek. Ülkemizin barış için ısrarlı temasları ve Gazze halkının yanında yer alması imrenilecek bir diplomatik başarıdır. İsrail ile Filistin arasında derhal ateşkes ilan edilmelidir. Netanyahu’nun sözleri ilkel bir oyalamadır. Zalimlerin sonu yok. İsrail İslam coğrafyasına saplanmış paslı bir hançerdir.

‘ABD F-16 SÜRECİNİ TAMAMLAMALI’

ABD şu anda içeriden parçalanıyor, geriliyor. Terör örgütleriyle bağlarını kesmesi gerekiyor. ABD komşu coğrafyalardan çekilmeli. Coni insan ama bizim Mehmet insan değil mi? İsveç’in NATO’ya katılmasıyla ABD’nin F-16 üretim sürecini bir an önce tamamlaması gerekiyor. “Bu tür ittifaklar düşman içindir.”

(HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu